22 Kasım 2018 Perşembe

EN BÜYÜK KORKUMUZ


       Evet nedir bu korku ? Ölüm mü, sevdiklerini kaybetmek gerçekten acı verici ama gerçek korku bu değil.

Korku tanım olarak bir duygu yoğunluğunu ifade eder. Bu yoğunluk size ani oluşan hızlı kalp atışı, terleme, kekeleme ve benzeri fiziksel atraksiyonları yaşatır.

İnsanlar, tarih boyunca hep korkuya kapılacak hikayeler, destanlar ve benzeri metinler uydurup kendi kurdukları dünyalarında korkuyu yaşarlar.
Korku bir bakımdan ihtiyaç gibidir.

Bir korku ile yüzleşmek sizi düşündüğünüzden daha fazla etkiler.
Örnek olarak yükseklik korkusu olan bir insanı ele alalım.

Çoğu insanda görülebilen popüler bir korku türü .Araştırmacılar yükseklik korkusu olan insanların korku ile yüzleşmelerini çeşitli aletler ile kayıt altına alırlar.
Deneği yüksek bir binanın üzerine çıkartıp manzarayı seyrettirmeyi planlayan araştırmacılar işin sonunda ilginç bir bilgiye rastladılar.
Sonuçlar gariptir, deneğin kalp atış ritmi asansörün son kata gelmesiyle birlikte tehlikeli bir hal almıştı.
Ama asıl olay bu değildi binanın üstüne çıkan denek önce gözlerini açamadı daha sonra gözlerini açan deneğin kalp atışları  zaman geçtikçe normale döndü.

Bunun üzerine bir çok fobisi olan denekler incelendi ve durum çok farklı olmadı.
Deneklerin çoğu daha korkularıyla yüzleşmeden  bayılıyor, ayık kalabilenler ise aslında o kadar korkmadıklarını anlıyordu.

Denekler baz alınarak aslında insanlar korku dan değil korkmaktan korkarlar.
Yani asıl korku zihnimizde kurduğumuz bir kurgudan ibaret.
Zaten izlediğimiz o korku filmleri hep bir senaristin zihninde oluşturduğu kurgudur.
Aynı şekilde hikayeler de öyle.

Zihnimiz o kadar karmaşık bir sistem ki korkularımızı bile belirler
.Eğer korkularımızı yönetmeyi bilseydik tarihte ne köle kalırdı nede köylü.

Kısaca En Büyük Korkumuz ZİHNİMİZİN OYUNLARI dır.